İSTANBUL 3 NUMARALI KÜLTÜR VARLIKLARINI
KORUMA BÖLGE KURULU MÜDÜRLÜĞÜ
I-GİRİŞ
Tüm
dünyada insanlığın ortak mirası olarak kabul gören ve kısaca “Kültürel
ve Doğal Miras” olarak adlandırılan değerlerin korunması korusunda
ülkemiz, uluslararası alanda evrensel sorumluluk anlayışına sahip
ülkeler arasında yer almaktadır.
Geçmişi
binlerce yıla dayanan uygarlık tarihimiz içinde, doğrudan veya doğa ile
birlikte yaratılmış olan bu değerler, çeşitli nedenlerle ve giderek
artan bir hızla yok olma sürecine girmiştir. Bu nedenle, söz konusu
değerlerin korunarak gelecek kuşaklara aktarılabilmesi amacıyla yasalar
çıkarılmış ve konu ile ilgili kurumlar oluşturulmuştur.
Ülkemizde
kültür ve tabiat varlıklarının korunabilmesi amacıyla, 5226 sayılı yasa
ile değişik 2863 sayılı yasa gereğince KVK Yüksek Kurulu ve Koruma
Bölge Kurulları bünyesinde gerekli düzenlemeler yapılmış olup; anılan
yasa kapsamında çıkarılan yönetmelik, yönerge ve ilke kararları
doğrultusunda faaliyetler sürdürülmektedir.
II- TARİHÇE
Yurdumuzdaki
kültür varlıklarının korunması amacına yönelik ilk düzenlemenin, gerçek
anlamda 1906 tarihinde yürürlüğe konulan “Asar-ı Atika Nizamnamesi” ile
başladığı kabul edilmektedir. 1914 yılında çıkarılan “Muhafaza-i Abidat
Nizamnamesi ” ile de taşınmaz kültür varlıklarının korunması
amaçlanmıştır.
Cumhuriyet
dönemine gelindiğinde, 1931 yılında eski eserlerin korunma önlemlerinin
belirlenmesi amacıyla bir komisyon kurulmuştur. Korumanın çevre
boyutunun gündeme gelmesi ise, 1944 yılında “Eski Eserler ve Müzeler
Birinci Danışma Komisyonu”nun toplanmasıyla olmuştur. Bu sayede kültür
varlıklarıyla ilgili yeni tanımlar getirilirken, tespit ve tescil
işlemlerinin önemi belirlenmiş ve kent ve kasabalardaki imar
etkinliklerinin koruma ile ilgili olması gerektiği vurgulanmıştır.
1951
yılında bir yasa ile kurulan “Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar
Yüksek Kurulu”, koruma ile ilgili ilkeleri ve müdahale biçimlerini
belirlemek, proje bazında karar vermek gibi çağdaş görevler üstlenmiş,
ülkemizin yapılaşma ve kentleşme süreci içinde tarihsel ve geleneksel
çevrenin korunması sorunlarının çözümünde etkin önlemler alınmıştır.
1973
yılında, kültür ve tabiat varlıklarının korunması, bakımı ve
değerlendirilmesine ilişkin çağdaş kavram ve yaklaşımları içeren “Eski
Eserler Yasası” çıkarılmış, taşınmaz kültür varlıklarının korunmasında
tek yapı ölçeğinin yanı sıra, bu yapıların bir arada oluşturdukları
çevrenin bir bütün olarak korunması ve yaşatılması gereği ortaya
konmuştur. 1983 yılında çıkarılan “2863 sayılı Kültür ve Tabiat
Varlıklarını Koruma Kanunu” ve bu kanundaki bazı değişikliklere ilişkin
1987 yılında çıkarılan 3386 sayılı Kanun ile de, taşınmaz kültür ve
tabiat varlıklarıyla ilgili tanımlar geliştirilmiş, karar ve denetim
mekanizması olarak koruma kurulları oluşturulmuştur.
Kültür
ve tabiat varlıklarının korunmaları için alınan önlemlerin zaman içinde
çağın gereğine uygun hale getirilebilmesi için geliştirilen yeni
stratejilerin bir sonucu olarak, mevcut yasa, yönetmelik ve ilke
kararlarının daha da etkinleştirilebilmesi için 3386 sayılı Kanunla
değişik 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu,
27.07.2004 gün 25535 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren
5226 sayılı Kanunla yeniden düzenlenmiştir. Söz konusu Kanun ile, koruma
amaçlı imar planları, müktesep haklar, Koruma Yüksek Kurulu ve Koruma
Kurulları ile kamulaştırma, zilyetlik gibi mülkiyet konularında
düzenlemeler yapılmış, korumacılık konusunda yerel yönetimlere bazı
yetki ve sorumluluklar verilmiş, tescilli yapıların onarımı konusunda
mali katkı sağlamak amacıyla yeni kaynaklar oluşturulmuş ve tescilli
yapılara muafiyetler ve katkılar getirilmiştir. Ayrıca Koruma Kurulları
Koruma Bölge Kurullarına, Koruma Kurulu Müdürlükleri de Koruma Bölge
Kurulu Müdürlüklerine dönüştürülmüştür.
III- GÖREV VE YETKİ ALANIMIZDA KALAN İLÇELER:
İstanbul'un Avrupa Yakasında yer alan 3 adet ilçesi Müdürlüğümüz görev ve yetki alanında kalmaktadır.
1- BEŞİKTAŞ
2- SARIYER
3- KAĞITHANE